Page 25 - mecidiye sehit fahrettin ilkokulu
P. 25
mırıldanırken karşımda, ıssız bir kumsal ve kumsalda karaya vurmuş bir gemi vardı.
Geminin yanına yaklaştığımda batık gemi olduğu, şiddetli fırtınada alabora olduğu
ve karaya sürüklendiğini ve gemide hiç kimsenin olmadığını fark ettim. Gemide çok
sayıda açılmamış konserve ve tatlı su vardı. Önce konservelerle karnımı doyurarak
kana kana su içtim. Gemide dolaşmaya ve işe yarar bir şeyler aramaya başladım.
Kaptan odasında ağzı kilitli olmayan içi para dolu bir sandık gördüm. Çok
heyecanlanmıştım ama ormanda para hiçbir işime yaramazdı. Paraları yere sererek
üzerine uzandım ve bu gece de gemide uyuyakaldım. Sabah uyandığımda hafif esen
rüzgâr paraları etrafa yaymıştı. Gemide yine kalan konservelerle kahvaltı yaptıktan
sonra gemiden ayrıldım.
Ormanın içlerine doğru ilerledikçe heyecanım daha da artıyordu. Başımı
kaldırıp dev gövdeli ağaçlara baktığımda ağaçlardaki maymunları gördüm. Onlarda
dikkatlice bana bakıyorlardı. Kanca tabancamı kullanarak bende maymunlar gibi
daldan dala atlamaya onlarla yarış etmeye başlamıştım. Ağaçların en tepelerindeki
dallara vurup en taze meyveleri sepetime yerleştiriyordum. Dalın üzerinde, siyah ve
ortasında mavi tüyleri olan kuşun yanındaki tarla sera meyvesini alacağım anda
daldaki mavi cennet kuşunun ürküp uçmasıyla ben de korktum ve alt dallara indim.
O anda beni izleyen bir leopar olduğunu gördüm, tekrar hızlıca ağacın üst dallarına
çıkmaya başladım. Yaprakların sık olduğu bir dalın içinde kendimi gizleyerek o gece
de orada uyuyakaldım. Sabah yüzümü bir şeyin yaladığını hissederek uyandım.
Yüzümü yalayan bukalemundu ve onu elime alarak yavaşça toprağa bıraktım.
Sepetimdeki meyvelerden vererek karnını doyurdum. Sevimli hayvan karnını
doyurdukça, ben de çok mutlu oluyordum. Karnını doyuran bukalemun, hızlıca
uzaklaşarak gözden kaybolmuştu. Ben de tekrar yola koyuldum. Bu arada sepete
topladığım meyveleri tek tek denemeye başladım. Bazıları sulu, ekşi, bazıları ise tatlı
ve hoş kokuluydu.
Ormanda ilerlerken şiddetli gök gürültüsüyle beraber yağmur yağmaya başladı.
Büyük ağaç yapraklarıyla kendime şemsiye yaparak yoluma devam etim. Akşama
17