Page 24 - mecidiye sehit fahrettin ilkokulu
P. 24

hemen yerlerden bulduğum en büyük  ve en düzgün taşları aramaya başladım ve

                 buldum tekrar birkaç tane sarmaşık ve ağaç dalını birleştirerek işimi görecek bir bıçak

                 yaptım daha sonra yoluma devam ettim. Orman harikaydı papağanlar ötüşüyordu

                 çok mutlu bir şekilde yürüyordum. Saatime baktım saat 20.30’du bu sefer ağaçta

                 uyumaya karar verdim ve hemen bir ağaca tırmandım çünkü ağaçlarda yaşayan

                 hayvanların nasıl yaşam sürdüklerini öğrenmek istiyordum. Ağaç üstünde, sağlam

                 bir dalın üzerinde zor da olsa uyuyabildim.


                     Sabahın ilk ışıklarıyla ormanda yola koyuldum. Önümde bir sarmaşık gördüm

                 aldırış etmedim. Sarmaşık benim kafamın hizasındaydı. Sarmaşığa çarptım, acımadı

                 ama sanki kafamda sekiz bacaklı tüylü bir şey vardı. Elimi kafama getirip kafamdaki

                 şeyi aldım. Elimde bir tarantula vardı. Çok korkmuştum ama bağırmadım çünkü

                 bağırırsam  hayvanlar  ürkerdi  ve  beni  düşmanı  olarak  görüp  bana  saldırabilirdi.

                 Ondan dolayı tarantulayı yavaşça yere bıraktım üstüne basmadan yoluma devam

                 ettim. Saat 21.30’du bu sefer yine ağaçta uyudum sabah olunca yolumda bir dağ

                 gördüm dağın ortasında bir mağara vardı. İçinde bir ayı olduğundan emindim ama

                 ayı olsa da olmasa da içeriye girecektim. Ayı sesleri geliyordu. Biraz ürktüm. Yine de

                 mağaraya  girdim.  Bir  baktım  ki  içeride  annesini  bekleyen  yavru  ayı  vardı.  Ona

                 yavaşça  yaklaştım.  Başını  okşadım.  Yavru  ayı  da  beni  sevmişti.  Onunla  oyun

                 oynamaya başladığımız bir zamanda gitgide şiddetlenen ayak sesleri gelmeye başladı.

                 Korkmuştum; gelen annesiydi beni görünce bana doğru koştu mağaranın dışı çok dik

                 olduğu için koşarak oradan uzaklaşamazdım. Sırt çantamda kullanıma her an hazır

                 olan paraşütümün olduğu aklıma geldi ve son anda paraşütümü açarak yamaçtan

                 aşağıya atladım. Çok korkmuştum bir ağaca çarpmamam için bir mucize olması

                 gerekiyordu.  Saat  22.00  olmuştu  ve  hava  iyice  kararmıştı.  Dallarına  çarparak

                 durabildiğim ağaçta uyudum.


                          Ormandaki 5. günümdeydim. Sabah uyanır uyanmaz ağaçlardaki meyvelerle

                 karnımı doyurarak yola koyuldum. Elimdeki pusula yardımıyla sürekli kuzey yönüne

                 doğru  hareket  ediyordum.  Kendi  kendime  okulda  öğrendiğim  çocuk  şarkılarını






                                                                                                      16
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29