Page 56 - marasal fevzi cakmak ilkokulu
P. 56
Pamuk ile Paşa hiç ama hiç anlaşamazlardı ve ne zaman onları seven birileri
olsa çok kıskanırlardı. Pamuk çok uysal bir kedi olduğu için bunlara aldırış etmez,
süzüle süzüle evine giderdi. Paşa ise kıskançlığından çatlar hep peşinden havlar
değişik değişik hareketler yapar ve etrafındaki insanları korkuturdu. Bu yüzden
insanlar Paşa'ya yaklaşamaz ve ona olan ilgilerini gösteremezlerdi. Günlerden bir
gün Pamuk hava almak için evin bahçesine çıkmıştı. Paşa ise her zaman evinin
camından Pamuğu takip eder ve havlamaya başlardı. Sahipleri ise Paşa'nın dışarı
çıkmak istediğini düşünür ona bahçeye çıkması için kapıyı açarlardı. Fakat Paşa'nın
niyeti Pamuğu rahatsız etmek ve onu evine gönderip insanların kendisi ile
ilgilenmesini sağlamaktı. Paşa bahçeye çıkar çıkmaz havlamaya başlar ve insanlar
rahatsız olup ona susması için bağırırlardı. Pamuk paşanın yanına gelerek:
–Neden bu kadar çok havlıyorsun? Herkesi rahatsız ediyorsun, farkında değil misin
Paşa!
Paşa:
–Bana ne onlardan, ben seni sevmiyorum seni herkes çok seviyor, demiş.
Pamuk bunları duyunca çok üzülmüştü, aslında insanlar Paşa'yı da çok
seviyorlardı ama Paşa bunun farkında bile değildi. Çünkü Paşa çok bencil, her şeyin
kendisinde olmasını ve onunla ilgilenilmesini istiyordu. Paşa Pamuğun bu
yaklaşımından sonra yine her zaman ki gibi havlayarak evine gitti. Pamuğun sahibi
olan yaşlı teyze, paşanın havlama seslerini duyunca hemen cama çıkmıştı. Paşanın
havlayarak evine gittiğini görünce telaşlanarak evden çıkıp pamuğun yanına gelmişti.
Yaşlı teyze hemen Paşa'nın evine doğru yönelmiş, Pamuk da neler olduğunu merak
edip peşine takılmıştı. Sesleri duyan Paşa’nın sahibi kapıya çıkmıştı.
Yaşlı teyze:
–Paşanın nesi var? Bu aralar Paşa çok havlıyor, sanki bir sıkıntısı var gibi.
Paşa’nın sahibi:
–Bizde bilmiyoruz elimizden ne geliyorsa yapıyoruz. Yalnız bu aralar hep bir köşeye
çekilip bir şey yemeden öylece oturuyor.
Pamuk ne olduğunu anlamış ve bir çözüm aramaya başlamıştı. O günden
sonra Pamuk onu sevmek isteyenlere hep kötü davranıyor ve yemek verenlerin
yemeğini yemiyordu. Böyle yaparak kendini insanlardan onu sevenlerden
soyutlamıştı. Günler geçmişti, bir gün evin camından dışarıyı seyrediyordu. Birde ne
görsün! Paşa sokakta çok neşeli bir şekilde çocuklarla oyun oynuyor, koşup
eğleniyordu. Pamuk onları görünce çok sevinmiş ve dışarıya çıkmamıştı. Fakat paşa
onu görmüş ve sanki onu kıskandırırcasına daha çok koşmaya ve çocuklarla
oynamaya devam etmişti. Sıcak bir yaz sabahı Paşa yine bahçede oturuyordu. Yaşlı
teyze sıcaktan bunalan Pamuğu bahçeye çıkarmaya ikna etmişti. Pamuk ne
yapacağını bilemeden sahibinin kucağında buldu kendini. Paşa her zaman ki gibi
Pamuğu görünce çocukların yanına koşup onlarla oynamaya başladı. Pamuğun ona
baktığını görünce başını önüne eğip sanki özür diler gibi selamladı. Paşa esasında
içten içe Pamuğun kendi için neler yaptığını biliyordu. Pamuk bu duruma aldırış
etmemiş ve içinden “Paşa beni bir gün anlayacaksın” demişti.
31