Page 52 - marasal fevzi cakmak ilkokulu
P. 52

Hayvanlara özellikle de kedilere olan sevgim bir başkaydı.  Günlerden bir gün
                    komşusunun kedisini sevmeye gittiler.  Annesi çok korkuyordu.  Ama sevmekten de
                    kendisini alamıyordu.
                          Evin en küçüğü kedi almak istiyordu.  Çünkü çok seviyordu.  Bu kızın bir de
                    ağabeyi  vardı.    Ağabeyi  ise  köpek  istiyordu.    Küçük  kız  köpekleri  sevse  de  biraz
                    korkuyordu.    Annesi  ve  babası  köpeği  sevseler  de  evde  bakımı  zor  olacağı  için
                    istemiyordu.  Kedi bakımının biraz daha kolay olacağını düşündüler.  Ve dört koldan
                    bir arayışa geçtiler.  Epey uzun sürdü, bu arayış.  Küçük kızın youtube kanalı vardı.
                    Oradan bile takipçilerine kedi istediğini anlatıyordu.  Sonunda bir kedi buldu.  Hem de
                    annesi kedilerden bu kadar korkarken. :)  Ve heyecanla kedi malzemelerini almaya
                    başladılar.  Ama kedi  ortada  yoktu.  Yirmi gün  sonra  elimize ulaşabilecekti.    Çünkü
                    daha küçüktü ve anne sütü ile beslenmesi gerekiyordu.  Evde bir mutluluk, değişik bir
                    heyecan vardı.  Günler geçti, zaman ağır ilerlese de.  Sonun da geldi kedicik, ufacıktı
                    geldiğinde.  Onunla çok eğleniyor, mutlu oluyorduk.  Fakat “Sera” kedimizin adı, biraz
                    hastaydı.  Ve bu bizi çok üzüyordu.  Çünkü çok masum ve küçücüktü.  Sera’nın diş
                    etinde hassasiyet ve kırmızılık vardı.  Bu da lenflerinin şişliğine kadar gidiyordu.  Bu
                    yüzden biraz yavaş kilo alıyor, yavaş büyüyordu.  Mamalarını zor yiyordu, yaş mama
                    ile  besledik  bir  dönem.    Bayılıyordu  yaş  mamaya.    Biz  bu  kadar  hassas  davranıp,
                    özenle bakarken.   Sera’nın sadece azıcık boyu  uzadı.   Neyse ki bu  bile bizi mutlu
                    ediyordu.  Biz bu arada sömestre tatiline girdik.  Bu tatil hep on beş gün olurken, bu
                    sene yirmi bir gün oldu.  Pandemiden dolayı tabi.  Çünkü dünyaca böyle bir hastalıkla
                    uğraşıyoruz.    Neyse  bu  konular  biraz  sıkıcı.    Üç  haftanın  sadece  bir  haftasında
                    ailecek, İzmir’e anneannemlere gittik. Tabi Sera’yı da alıp.   Yazları İzmir daha güzel
                    oluyor, ama kışın da tadı ayrı.  Anneannemler kedi aldığımızı bilmiyorlardı.  Bir buçuk
                    aydır Sera bizimleydi, ama biz bunu bir şekilde sakladık onlardan.  Dayım kedilerden
                    çok  korkuyordu.    Çünkü  küçükken  bir  şey  yaşamış  kedilerle  ilgili  ve  bu  fobi  haline
                    gelmiş.    Ah  dayım  sana  nasıl  alıştırabilirim  Sera’yı  diye  zaman  zaman
                    düşünüyordum.  Yine de bizim için güzel bir tatildi.  Sera ile ilk tatilimizdi.

                          Hayatımın en güzel, en heyecanlı zamanlarını yaşıyorum, canım kedim Sera
                    ile.    Bu  arada  sokakta  ki  canları  da  unutmayalım.    Bir  şekilde  mama  ve  sularını
                    veriyorum.  Onlar da çok önemliler.  Benim için çok güzel bir deneyim oldu.  Kim bilir
                    daha ne güzellikler göreceğiz birlikte.  Bu arada Sera iyileşti. :)




                                                                                                    Öykü ATEŞ 4-A











                                                             27
   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57