Page 25 - harbiye ilkokulu
P. 25
özgürlüğün değerini çabucak anlamıştı.
Cezaevinde kaldığım günlerde orada kalan arkadaşlarla kreşe gidiyorduk.
Sabah kahvaltısını kreşte, öğlen ve akşam yemeklerini koğuşta yiyorduk. Bazı günler at
binmeye, havuzda yüzmeye götürüyorlardı bizi. Koğuşta annemle birlikte aynı ranzada
uyuyordum, anneannem de yan ranzamda kalıyordu. Her Çarşamba görüş günüydü,
bir hafta açık, diğer hafta kapalı görüş yapabiliyorduk. Açık görüşte babam geldiğinde
babama ve ablama sarılıyordum, ama kapalı görüşte aramızda kırılmaz camlardan
kabinler vardı.
Sabah olduğunda tüm koğuş sıraya giriyor, gardiyanların gelmesini bekliyorduk.
Gardiyanlar sayım yaptıktan sonra biz çocuklar kreşe gidiyorduk. Kreşte görevliler bize
kıyafetler, kalem ve defterler veriyordu. Bu armağanlar biz çocukları çok mutlu ediyordu.
Gündüz kreşte yemek yiyorduk, ama hep aynı yemekleri yiyorduk. Cezaevinde en
çok annemin kendi evimizde yapacağı yemekleri özlüyordum. Hangi yemeği güzel
yapıyordu, diye sorsanız, “bilmiyorum, çünkü annemin yemeklerini yediğimde çok
küçüktüm, anımsamıyorum, sonra ise hiç yemedim, bilmiyorum” derim.
Cezaevinin kuralları gereği altı yaşıma geldiğinde artık orada kalamaz olmuştum.
Annemi orada bırakıp dışarı çıkmak istememiştim. Cezaevi de olsa annemle beraber
yaşadığım için mutluydum, o günleri düşündüğümde sadece annemden ayrıldığım
günü düşünmek üzüyor beni.
Dışarı çıktığımda birkaç tane evim olmuştu, babam başka biriyle evlendiği için
onunla kalamıyordum. Anneannem de cezaevinde olduğu için ablamda kalıyordum. Bir
süre sonra anneannem çıktığı için onunla kalmaya başladım. Ablamla kalmaktan hiç
hoşlanmıyordum, çünkü benden küçük iki yeğenime ben bakmak zorunda kalıyordum.
En büyük mutluluğum annemin beni telefonla aramasıydı, hala öyle.
Annemle buluşmamıza çok az zaman kaldı. Annemle cezaevindeyken kurduğumuz
hayalleri gerçekleştirmek için birkaç ayımız var, o günlerin heyecanıyla yaşıyorum.
24 25