Page 22 - harbiye ilkokulu
P. 22
1 Ocak 2011 tarihinde İran’ın Gorgan kentinde
doğdum. Harbiye İlkokulu 4B Sınıfı’nda öğrenciyim. Ekim
ayından itibaren Türkiye’de yaşıyorum. Babam esnaf,
annem doktor. Büyüyünce babamın yaptığı işi yapmak
istiyorum.
ARAD ŞERBETİ
YENİ BİR ÜLKEDE
Adım Arad, dokuz yaşındayım. Yaklaşık dört aydır Türkiye’de yaşıyorum. Ailem
ile birlikte, İran’ın kuzey şehirlerinden birinde Gorgan şehrinde yaşıyorduk, ailemin tek
çocuğuyum.
Annem kendi ülkemizde iken radyoloji tıp merkezinden çalışan bir doktordu,
babamın ise araba galerisi vardı. Ben oradaki evimde de çok mutlu bir çocuktum, okula
gidiyordum, güzel bir evimiz, o evde piyanom, oyun konsollarım, her şeyim vardı.
Bir gün babam daha önce İstanbul’a gelip yerleşen amcam ile telefonla
konuştuktan sonra, benim geleceğimi daha iyi sağlamak amacıyla İstanbul’a taşınmaya
karar verdiler. İstanbul Şişli’den bir ev ve bir lokanta alıp işletmeye başladılar. Babam, bir
ay Türkiye’de bir ay İran’da kalarak çalışıyor. Biz bu süreyi annemle birlikte geçiriyoruz.
Annem şu an çalışmıyor.
İstanbul’a ilk geldiğim andan itibaren burasını çok sevdim, artık hep burada
yaşamak istiyorum. Ben İran’da da mutlu bir çocuktum aslında, evimizin büyük
bahçesinde şeftali, portakal ve Trabzon hurması üretiyorduk. Akrabalarımın çoğu hala
Gorgan’da yaşıyorlar, arada sırada bize ziyarete geliyorlar, bu da bizi mutlu ediyor.
Ben İran’da iki yıl okula gittim, oradaki okulumda bir sürü arkadaşım vardı.
Onlardan ayrıldığım için üzülmüştüm, ancak burada da kısa sürede birçok arkadaşım
oldu. İran’da öğleye kadar okula gidiyorduk, burada da öyle. İran’da perşembe cuma
günleri tatil yapıyorduk, burada bildiğiniz gibi cumartesi ve Pazar günleri okula gitmiyoruz.
Buraya geldiğim ilk on gün okula gitmedim, sonra annem babam karar vererek
beni Harbiye İlkokulu 4B Sınıfı’na yazdırdılar. Sınıfa girerken çok heyecanlıydım,
çünkü öğretmenin söylediklerini anlamadığımda bana kızarsa diye çok korkuyordum.
Öğretmenim kalemini al, diyormuş, ben anlamıyordum, öğretmenim yanıma gel
diyormuş, ben anlamıyordum, arkadaşlarım gel oynayalım, diyormuş ben anlamıyordum,
hep bana kızıyorlar sanıyordum. Tuvalet, Farsçada da aynı anlama geldiği için, sürekli
öğretmenime “Tuvalet?” diye sorup, izin alıyor, sonra da bahçeye kaçıyordum. Şimdi
mi, öğretmenimden sürekli su içme izni istiyorum, bıktıracak kadar çok!
22 23