Page 49 - feriköy necdet kotil ilkokulu
P. 49

GÜNEŞİN İLK TUTULMASI



                      Güneşli bir günde günün ilk ışıklarında tek biri kalkarmış ve işte
          bendeniz  Işıl  tam  kahvaltı  etmek  için  mutfağa  gidecektim  ki  sandığımın
          içinden sesler gelmeye başladı. ’’Hadi gel yakalanacağız.’’ ‘’Ama bizi kimse
          görmüyor.’’ Ne oluyor burada.’’ Sandığımdan ses geliyordu ama sandığı açma
          cesaretini bulana kadar sandıktan çıktılar. Birde ne göreyim sandıktan iki peri
          çıktı. Sonra annem beni kahvaltıya çağırdı, tabi hemen indim. Sonra odaya

          gittiğimde periler camdan gitmişlerdi.
                              Okula gittiğimde öğretmenim beni 1/C sınıfına kitap almaya
          gönderdi. Koridorda o perileri yine gördüm. Bu sefer onlarla konuştum. Bana
          her  şeyi  anlattılar.  Sandığımdaki  antika  saati  arıyorlarmış.  İşleri  bittiğinde
          pencereden çıktıkları için görememişim. Saatin büyülü bir gücü varmış. Saatin
          üzerindeki düğmeye basıldığında bir kapı açılıyormuş, büyülü dünyaya.
                              Sandık taşınırken içerisindeki bir oyuncak yanlışlıkla düğmeye
          dokunmuş ve kapı açılmış. Büyülü dünyadaki kötü kalpli korsanlar bu dünyaya
          gelmiş.  Perilerin  amacı  korsanları  geri  göndermekmiş  ve  saati  almışlar.

          Korsanların amacı güneşimizi söndürmekmiş. Korsanların güneşi söndürmek
          için aradığı şey bilge ağaçmış.
                              Güneşin nasıl söndürüleceğini sadece bilge ağaç biliyormuş. Bu
          nedenle korsanlar Akdeniz’in karşı kıyılarında bulunan büyülü ormana doğru
          yola çıkmışlar.
                               Işıl koridorda periler ile konuşurken 3/A sınıfından birlikte okuduğu
          ikizi ‘’Işıl, Işıl’’ diyerek yanına gelmiş. ‘’Öğretmen hala kitapları getirmedin mi

          diye soruyor’’ dedi Cem. Cem, Işıl’ın periler ile konuştuğunu görünce ‘’Yok
          artık periler bu dünyada mı’’ dedi şaşkınlıkla.
                              Periler Cem ve Işıl’ı büyülü ormana doğru götürdü. Büyülü
          ormanda kötü kalpli korsanlar ile karşılaşan Işıl, Cem ve periler yere düşen
          elmaları  korsanlara  atmaya  başladı.  Bir  de  bakmışlar  ki  bilge  ağaç  hemen
          arkalarında. Bu durumu fark etmeyen korsanlar ormanın derinliklerine doğru
          koşmaya devam ediyorlardı. Işıl, Cem ve periler bilge ağaçtan korsanları nasıl
          yeneceklerini sormuşlar. Sonra bilge ağaç korsanları kandırıp aslında büyülü
          evrende olduklarına inandırmalarını söylemiş.

                               Periler ellerindeki saat ile büyülü diyara bir kapı açmışlar.
          Korsanları  çağırıp  ‘’  Korsanlar  siz  şu  anda  büyülü  dünyadasınız,  gerçek
          evren bu kapıdan geçtiğinizde başlayacak’’ diyerek korsanları kandırmışlar.
          Korsanlar kötü kalpli oldukları kadar saflarda.
                               Böylece periler görevlerini tamamlayarak Işıl ve Cem’e veda
          ederek diyarlarına dönmüşler.
              Işıl ve Cem’in hayatları boyunca çocuklarına anlatacakları çok güzel bir

          hikaye olmuş.



                                                                         Ayşe İdil ÖZER

                                                                                     3/H
                                                           49
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54