Page 15 - sait ciftci ilkokulu
P. 15
BAŞAK’IN RÜYASI
Bir zamanlar ağaçların bol olduğu, her şeyin organik olduğu çok güzel bir
köy vardı. Bu köyde hiç kavga olmazdı. Köyün içinde Atatürk İlkokulu adında bir
ilkokul vardı.
Okulun içinde de 4/B sınıfında okuyan Başak isimli çok iyi ve sevgi dolu bir
öğrenci vardı. Fakat Başak bilmeceleri sevmezdi. Başak okuldan yeni çıkıyordu.
Birden fazla ödevi olmasına rağmen arkadaşlarından teklif üzerine teklif alıyordu.
Sevim: “Parka çıkalım mı?” Begüm: “Oyun oynayalım mı?”, İrem ve Mehmet
ise Bizim eve gelir misin? deyip duruyorlardı. Başak bu teklifleri kabul etmemekte
kararlıydı. Eve vardığında vakit kaybetmeden ödevlerini yaptı. Biraz oyun oynadı,
akşam yemeğini yedi, kitap okudu ve yattı. Rüyasında bilmece kutusundaydı. Bu
kutunun içinde çözülmemiş bilmeceler vardı. Hepsi acı acı ağlıyorlardı. Biri: Beni
neden çözmedin? Ben çok kolayım. Üzerimden kaç sayfa geçtin? Diğeri: Bari beni
çözseydin. Ne var ki beni çözmekte, birazcık düşün gerisi gelir. En çok huysuzlanan
bilmece ise bilmeceyi okumadan ben bunu yapamam diyorsun. Bizim tamamımızı
okusaydın şimdi burada olmazdık. Diye söyleniyorlardı. Başak bir bilmeceyle
konuşmayı denedi fakat soru sorduğu bilmece üzülüp ağlıyordu. Başak ağlamayan
başka bir bilmece buldu ve ona sordu: Burası neresi? Bilmece: Burası bizi yapmayıp
başka bilmecelere atlayan çocuğun kitabı. Buraya düşen bütün bilmeceler ağlar.
Deyip üzülüp ağlamaya başladı bilmece. Başak bilmeceyi sakinleştirmeye çalıştı
ama bilmece Başak’a inat ediyor gibi bir türlü sakinleşmedi. Başak son olarak
bilmeceye: En eski bilmece nerede dedi. Bilmece: Üç metre ileri doru yürü, iki metre
sonra sola dön. Bir metre yürüdükten sonra büyük dedemizin evini göreceksin.
Başak bilmecenin dediklerine uyup yola koyuldu. Derken tatlı bir ses geldi kulağına.
Bunun rüya ile ilgisi yoktu. Kardeşi Can ablasını uyandırmak için ablasına
sesleniyordu:
— Abla hadi kalk, kahvaltı yapacağız, dedi.
Başak okul için hazırlık yaptı. Hemen okula gitti. Arkadaşlarına gördüğü rüyayı
anlattı. Arkadaşları kendilerini gülmemek için zor tuttular. Başak onların bu
davranışlarına bozuldu ama belli etmedi.
Okulda çok önemli şeyler öğrenmişti fakat kolunu bile kıpırdatacak hâli yoktu. O
gün günlerden cumaydı. Ödevlerinin yarısını yaptı. Gün boyunca aynı programı
uyguladı. Uyuduktan bir iki saat sonra eski rüyasına devam etti. En son büyük
dedenin yanına gitmişti büyük dede ile konuşuyordu. Büyük dede bilmece kutusuna
alışmıştı. Hatta kutuyu sevmeye bile başlamıştı. Başak büyük dedeye dönerek: siz
ve diğer bilmeceler neden buradasınız?
Büyük dede:
— Torunlarımın anlattığı çocuk beni ve diğerlerini çözmeden geçti. O zamandan
beri buradayız.
15