Page 66 - marasal fevzi cakmak ilkokulu
P. 66
Ertesi gün sabah erkenden kalkıp, Karabaş ile birlikte arkadaşlarımla
buluştum. Yine oyunlar oynamaya ve eğlenmeye başladık. Arkadaşlarımla oyun
oynarken daha önce hiç görmediğimiz hayvan çizimleriyle dolu bir kapı keşfettik. Kapı
o kadar değişik ve ilginçti ki, hepimiz kapıyı açmak istedik. Çekinerek de olsa kapıdan
içeri girdik. Arkadaşlarımla kapıdan girer girmez kapı birden kayboldu. Büyük bir
korkuya kapılmıştık. Çünkü; kapıdan girdiğimiz anda artık köyde olmadığımızı
anladık. Daha önce hiç görmediğimiz kadar renkli ve farklı ışıl ışıl çiçekler ve ağaçlar
o kadar güzeldi ki gözlerimizi gerçek mi diye ovuşturduk. Çiçekler o kadar güzel
kokuyordu ki , daha önce hiç bu kadar güzel kokular duymamıştık. Nerede
olduğumuzu anlamaya çalışırken rengarenk ve parıl parıl parlayan bir tavus kuşu
yanımıza gelerek bizi krala götüreceğini ve onu takip etmemizi istedi. Kulaklarımıza
inanamamıştık. Biraz önce bir tavus kuşunun konuştuğunu duymuştuk. Tavus kuşuna
nerede olduğumuzu sorduk. Tavus kuşu hayvanlar aleminde olduğumuzu , bir sürü
sorumuz olduğunu bildiğini ama soruları daha sonra cevaplandıracağını ve onu takip
etmemizi istedi. Merak ve heyacanla yürümeye başladık. Filler, goriller, zürafalar,
yılanlar, gergedanlar ve tüyleri yumuşacık tavşanlara dokunarak ve severek
yürümeye devam ettik. Sonunda koskocaman bir sarayın önüne geldik. İçeri
girdiğimizde hayvanlar alemi kralı bülbülle karşılaştık. Bu durum bizi çok şaşırtmıştı.
Aslan gibi kuvvetli bir hayvanla karşılaşmayı beklerken kralın bülbül olması garip
gelmişti. Kral bülbülün o kadar güzel sesi vardı ki, daha önce hiç bu kadar güzel bir
ses duymamıştık. Kral bülbül büyük bir sorunlarının olduğunu ve onlara yardım
etmemiz için hayvanlar alemine açılan kapının, köyümüze oyun oynadığımız yere
kendisi tarafından gönderildiğini, hayvanlar aleminde tüm hayvanların arkadaşça ve
dostça yaşadığını anlattı. Duyduklarımız bizi çok şaşırtmıştı. Aynı zamanda onlara
nasıl yardım edebileceğimizi anlamamıştık. Kral bülbül sarayında kedilerin söz
dinlemediğini, her tarafı dağıttıklarını ve diğer hayvanlara saygı göstermediklerini, çok
ses yaptıklarını söyleyerek bizden yardım istedi. Kralın bu yardım isteği ile ilgili ne
yapacağımızı düşünürken varlığını unuttuğumuz Karabaş konuşmaya başlayarak
kedileri iyi tanıdığını ve bu konuyu çözebileceğini söyledi. O anda hayretler içinde
kalmış konuşamaz hale gelmiştik. Hayvanlar alemi gizli kapılar, konuşan hayvanlar
tamamdı sanki de bir de Karabaş’ın konuşması bizi şok etmişti. Heceleyerek “ta-ta-
ta-mam” diyebilmiştik. Dediği gibi tüm kedileri toplayarak bir konuşma yaptı. Kızarak
ama tatlı dille kedileri uyardı. Kediler yaptıklarının hatalı olduğunu ve bir daha böyle
hatalı davranışlar yapmayacaklarına dair söz verdiler. Bülbül kralın sevincini tarif
edemezdik. Çok sevinmişti. Köyümüze dönmeden önce bir ziyafet hazırladığını
söyledi. Hayatımızda hiç tatmadığımız lezzetlerle dolu bir yemek yedik. Sonrasında
yine geldiğimiz kapıdan geçerek köyümüze geri döndük.
Yaşadığımız bu macerayı hiç kimseye anlatmayacak, arkadaşlarımızla
aramızda sır olarak saklayacaktık. Çünkü bizim bile inanmakta zorlandığımız bu
olaylara kimseyi inandıramazdık. Çok güzel bir macera yaşamamıza rağmen,
Karabaş’ın bir daha konuşmayacağını bilmek beni üzmüştü.
Zeynep Ela UZUN 4/C
41