Page 57 - harbiye ilkokulu
P. 57
ve suda yaşayan küçük balıkları da yer. Ot ve bitki de yer. Beslenmeleri de çok kolaydır.
” diye cevap verdi. Heyecanım daha da artmıştı. Nineme, “Ördeklere ben bakabilir
miyim? Onları çok sevdim. Çobanları olmak istiyorum” dedim.
Ninem, “Tabii ki istiyorsan olabilirsin ördek çobanım benim” diye cevap verdi.
Birden çok mutlu oldum. Çaktırmadan ördek çobanı olacaktım. Ördeklerle çok zaman
geçirme imkanım olacaktı. Daha ne isterim ki, bir sürü sevimli arkadaşım olmuştu. Ertesi
sabah ninem beni, “Haydi ördek çobanı, kalk, ördekleri dereye götürmen gerekiyor”
diye uyandırdı. “Tamam nineciğim, hemen kalkıyorum” diyerek, aceleyle üzerimi giyinip,
ördeklerin yanına koştum. Ördekleri alıp dereye götürdüm. Onlar derede yüzerken,
onları izlemek çok güzeldi.
Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım. Güneş batmak üzereydi. Ördekleri toplayıp
eve götürdüm. Ninem ve dedem beni görünce çok sevindiler. “Ördek çobanımız geldi”
dediler. Ben de kendimi bir kahraman gibi hissettim. Ördeklerin yemini verdim. Su
kaplarını da doldurdum.
Ninem ”Oğlum sen yoruldun, ben yapardım” dedi. Ben de, “Hayır nineciğim,
çobansam tüm işleri ben yapmalıyım. O şeker şeyler benim sorumluluğumda. Hem de
insan sevdiği işten yorulur mu hiç?” dedim.
Köyde kaldığım bir ay boyunca harika zamanlar geçirdim. Ördeklerim bir ayda çok
büyüdüler. Ama tatil bitmiş, İstanbul’a dönme zamanı gelmişti. Onlardan hiç ayrılmak
istemiyordum. Çaresiz, onları nineme emanet ettim. Onlara iyi bakacağı sözünü de aldım.
Ördekleri bırakmak istemesem de İstanbul’da da özlediğim arkadaşlarım, öğretmenim
ve okulum vardı. Eve dönünce de dedemi, ninemi ve ördeklerimi çok özleyeceğim. Yaz
tatilinde yine köye gidip ördek çobanlığı yapacağımın hayaliyle yaşıyorum.
Yazın görüşmek üzere canım ördeklerim.
56 57