Page 60 - harbiye ilkokulu
P. 60

NERGİS DOĞAN




                                                 KÜÇÜK DOSTUM




              Bir gün okuldan dönerken anneme, “Anne ben bir köpeğimin olmasını istiyorum,
       lütfen bir köpek sahiplenelim!“ diye yalvarmaya başladım. Annem, “tamam kızım, hayvan
       barınağına  yetişebilmemiz  için  acele  etmemiz  gerekiyor,  çabuk”  diyerek  ellerimden
       tutup  hızla  eve  doğru  yürümeye  başladık,  Annem,  “koooş  koş”  diye  acele  etse  de

       yetişememiştik, barınak kapanmıştı. Annem, “bugün yetişemedik, yarın gideriz. Şimdi
       eve gidip onun için hazırlıklar yapalım” dedi.
              Eve gittik, annem yemek yaptı. Yemeğimizi yedikten sonra yarın gelecek minik
       misafirimiz için su ve yem kabı hazırladık. Sabah olunca, babam, annem ve ben barınağa

       giderek beyaz, minik, pamuk gibi bir köpek aldık. Babama “adı Boncuk olsun mu?” diye
       sordum. Babam, olsun, dedi.
              Boncuk eve geldiğinde bir süre çekingen bir şekilde etrafına bakındı. Yavaş yavaş
       bize alışmaya başladı. Sıra, ona çeşitli kuralları anlatmaya gelmişti. İlk olarak nerede

       yemek yiyeceğini, tuvaletini nereye yapacağını öğretmek gerekiyordu. Bunu öğrenmesi
       birkaç gün sürdü. Boncuk, sürekli pencereden dışarı bakıp havlıyordu, sanırım eski evini
       özlüyordu.


              Resim: Hakan Karaçam
              İlk  önceleri  adını  da  bilmiyordu,  Boncuk,  Boncuk  diye  seslendiğimde  hiç
       ilgilenmiyordu.  Günler geçtikçe adını öğrendi. Pencereden daha az bakmaya başladı.
              Bir  gün  okuldan  eve  geldiğimde,  küçük  dostum  Boncuk’un  hav  hav  hav  diye

       ağladığını gördüm. Annem markete gitmiş, babam da evde uyuyordu.  “Neden ağlıyor
       acaba?” diye düşünürken, Pamuk patisiyle elimden tutup kapıya doğru götürdü beni.
       Dışarı  çıkıp  geçmek  ve  tuvaletini  yapmak  istiyordu.  Koşarak  babamın  yanına  gittim,

       Boncuk’u  dışarı  çıkarmak  istediğimi  söyledim.  Babam,  evden  fazla  uzaklaşmadan
       dolaşabileceğimizi söyledi. Onu evimizin yakınındaki parka götürdüm, parktaki insanları,
       kedi ve kendisi gibi köpekleri görünce çok mutlu oldu. Hav hav hav, diye sevinç çığlıkları
       atarak koşmaya başladı. Bu evden dışarı çıkmanın sevinciydi. Onun sevinci beni de
       mutlu etmişti.

              Boncuk, benim olduğu tüm ailemin vazgeçemeyeceği dostu olmuştu.

                                                                  60                                                                                                                     61
   55   56   57   58   59   60   61   62