Page 58 - harbiye ilkokulu
P. 58
2 Nisan 2012 tarihinde İstanbul’da doğdum. Harbiye
İlkokulu 4C Sınıfı öğrencisiyim. Babam tekstilde çalışıyor,
annem ev kadını. Beş kardeşiz. Büyüyünce doktor olmak
istiyorum.
MESUT DOĞAN
TRAFİK KAZASI
Havaların ısındığı günlerden biriydi, bahar gelmişti. Babam, işten geldiği bir akşam
havanın ısındığından, bu yıl yaz mevsiminin erken geldiğinden, kuraklık yüzünden susuz
kalabileceğimizden söz etti. Sonra da, “Yarın tatil, size bir sürpriz yapabilirim. Tek şartım
var, erken yatarsanız!” diye de ekledi.
Sürpriz ihtimalini kaybetmemek için onlara iyi geceler diyerek odama geçtim.
Yatağıma yattım ama bir türlü uyuyamadım. Acaba sürpriz neydi, diye düşünürken fark
etmeden uykuya dalmışım. Sabah uyandığımda yüzümü yıkayıp, dişlerimi fırçaladım.
Giyinip babamın yanına koştum. Babam arabanın yanında, bagaja eşyaları yerleştirmeye
çalışıyordu. Bagajda piknik için gerekli tüm eşyalar, üstelik salıncak için ip dahi vardı.
Babam, “koş oğlum topunu da getir arabaya koyalım” dedi. Topumu alıp babama
götürdüm, o da bagaja yerleştirdi. Artık sürprizi anlamıştım. Pikniğe gidecektik!
Tüm hazırlıklarımızı yapıp yola çıktık. Yolda müzik açtık, hep birlikte şarkılar
söyledik. Piknik yerine geldiğimizde, eşyalarımızı indirdik. Annem hemen piknik tüpünde
çay suyu koydu. Babamla beraber masamızı hazırladık. Mis gibi bahar havasında oturup
bir güzel kahvaltımızı yaptık. Babam kardeşime salıncak kurdu. Kardeşim çok mutlu
oldu. O sallanırken, “Gelin birlikte top oynayalım” dedi. Biz de futbol oynamaya karar
verdik. Babam ne güzel futbol oynuyormuş meğer, ayrıca babamla futbol oynamak da
oyun oynamakta harika bir şeymiş onu anladım.
Maç sonunda berabere kalmıştık, annem o arada yere battaniyemizi serdi.
Dinlenirken kitap okumanın çok zevkli olabileceğini söyleyen babama uyup, uzanarak
okumaya başladım. Babam cidden haklıymış. Ben kitaba dalmışken annem ve babam
yemek hazırlıklarına başlamışlar. Babam mangalı yaktı, annem ise salata yapıyordu,
biz de masayı hazırladık. Yemeğimizi afiyetle midemize indirdik. Masamızı topladıktan
sonra ailece yürüyüşe çıktık.
Orman yolunda kuş cıvıltıları arasında bir hayli yürüdük. Annem, “Hava bozuyor,
yağmura yakalanmayalım, geri dönelim” diye uyarmasa, biz hala yürümeye devam
edecektik. Hemen geri döndük. Eşyalarımızı arabamıza yerleştirip eve dönüşe geçtik.
Dönüş yolu biraz uzun sürdü, sanki yol uzadıkça uzadı. Babama, “Daha ne kadar
58 59