Page 50 - harbiye ilkokulu
P. 50

20 Ekim 2011 tarihinde İstanbul’da doğdum. Harbiye
                                        İlkokulu 4C Sınıfı öğrencisiyim.  Babam esnaf, annem ev

                                        kadını. Bir ikiz kız kardeşim, bir de Narin isimli kız kardeşim
                                        var. Büyüyünce hakim olmak istiyorum.






                                                                        GÜLİSTAN ÜZÜMCÜ




                                                     KARDEŞLİK




               İki bekâr erkek kardeş bir köyde yaşarmış. Anne ve babaları yıllar önce vefat
       etmiş. Kardeşlerden Ahmet 14, Sinan 16 yaşındaymış. Anne ve babalarından kalma
       evde yalnız yaşarlarmış.  Başka akrabaları olsa da onlardan uzakta oldukları için onları
       pek germezlermiş.

               Anne  babaları  yaşarken  ikisi  de  okula  gidiyorlarmış,  anne  ve  babalarını
       kaybettikten sonra mecburen okula bırakıp köylerine dönmüşler.
               Bu  kardeşler  geçimlerini  ikisinin  ortak  olduğu  tarlada  çalışarak,  ekip  biçerek
       kazanırlarmış.  Kardeşlerin  Mehmet  isminde  olanı  hep  kurnazlık  yaparmış. Tarladaki

       işlerden kaytarmak için hep bahaneler üretip, işi kardeşine yıkarmış. “Ay karnım ağrıyor,
       başım ağrıyor, hastayım, halim yok”, deyip yalan atarmış.
               Zavallı  diğer  kardeş  Sinan  ise,  of  bütün  gün  demeden  çalışırmış.  Bir  gün
       Ahmet, hep yalan söylediği şey başına gelmiş ve gerçekten hastalanmış. Yatak döşek

       yatıyormuş. Sinan, kardeşinin hemen hasta kardeşinin yanına koşmuş. Hemen doktor
       çağırmış. Doktor muayene etmiş. Neyse ki önemli bir şeyi yokmuş. Sadece biraz soğuk
       almış. Doktor ilaç yazmış. Kardeşi hemen ilaçları almış. Günlerce uykusuz başında

       beklemiş. Çorbasını içirmiş. Terlediğinde kıyafetlerini değiştirmiş ve ilaçlarını saatinde
       içirmiş. Hasta olan kardeş, her gözünü açtığında kardeşini karşısın da onun iyileşmesini
       beklerken  görmüş.  Hasta  kardeş  birkaç  günün  sonunda  kendine  gelmiş.  Kardeşine
       yapmış  olduğu  kurnazlıklardan  dolayı  çok  utanmış  ve  üzülmüş.  Yatağından  kalkıp
       sevgiyle kardeşine sarılmış. Bir daha böyle kurnazlıklar yapmayacağına kendi kendine

       söz vermiş. Kardeşliğin nasıl güzel bir şey olduğunu çok iyi anlamış.
               Gün gelmiş kardeşler büyümüşler ve sevdikleri kadınları bulunca evlenmişler.
       Ahmet ve Sinan’ın zamanla birer erkek çocukları olmuş. İki aile aynı evde yaşadıkları

       için  çocuklar  da  beraber  büyüyorlarmış.  Zamanla  iki  erkek  çocuk  arasında  da
       babalarının  yaşadığı  sorunlar  yaşanmaya  başlanmış.  Sinan’ın  oğlunun  adı  Osman,
       Ahmet’in oğlunun adı Ali’ymiş. Bu kez de Osman Ali’ye kurnazlık yapma peşindeymiş.
       Beraber yapmaları gereken işlerden bir yolunu bularak kaçar, tüm işi Osman’ın üzerine
       bırakırmış. Bu yüzden iki kuzen ardasında zaman zaman tartışmalar yaşanır, bağırma

       sesleri tüm odalarda yankılanırmış.

                                                                  50                                                                                                                     51
   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55