Page 42 - harbiye ilkokulu
P. 42
1 Nisan 2011 tarihinde doğdum. Harbiye İlkokulu
4B sınıfı öğrencisiyim. Babam işçi, annem ev kadını. Dört
kardeşiz.
ŞİLAN ERDOĞAN
BÜYÜYÜNCE
Ali, dokuz yaşında fakir bir çocukmuş. Babası iş buldukça inşaatlarda çalışırmış,
annesi dört çocuğunun bakımıyla ilgilenirmiş. Babası işsiz olduğu zamanların birinde
Ali ailesine yardım etmek istemiş.
Bunun için sokağındaki dükkânları dolaşarak iş istemiş. Önce kırtasiyeye
gitmiş. “Burada çalışabilir miyim?” diye sormuş. Kırtasiyeci, “Sen çok küçüksün, senin
okulda olman lazım. Ayrıca burası bana yetiyor, bir başkasını çalıştıramam” demiş. Ali,
arkasından bakkala, oradan da manava gitmiş, ama onlar da ona iş vermemişler. En
son kasaba gitmiş, kasada oturan ustaya yalvarmış, o da “Yarın gel başla” demiş.
Ertesi gün gidip işe başlamış, merakla etrafına bakınmış. Birkaç saat sonra ustası,
“Oğlum, benim biraz işim var, sen hiçbir yere dokunmadan burada kalabilir misin?”
diye sorunca, “Kalırım ustam” demiş. Bir süre oturduktan sonra canı sıkılmış, merakla
tezgâhta duran bıçakları incelemeye başlamış. Nasıl olduğunu anlamadan, elini kesmiş.
Akan kanları görünce korkudan bağırmaya başlamış, sesini duyan diğer esnaflar kasaba
koşmuşlar. Bu arada usta da dükkâna dönmüş ve dükkânındaki kalabalığı görünce
şaşırmış. Birden ellerinden kan akan çırağını görmüş. Çocuğu kucağına alıp hastaneye
koşturmuş. Yolda çocuğun babasını arayarak haber vermiş.
Resim: Hediye Abduhakimova
Çocuğun ailesi hastaneye geldiğinde usta aileye ne diyeceğini bilemeden başını
önüne eğmiş, çok üzgünmüş. Çocuk bir süre sonra hastaneden evine döndüğünde
ustasını merak etmiş. Babası, “Sen yaralandıktan sonra dikkatsiz davrandığı için
kendisine çok kızdı ve mahalleden ayrıldı” demiş.
Ali, olanlara, ustasının gidişine çok üzülmüş, “ileride ben de kasap olacağım”
diye düşünüyormuş.
42 43