Page 13 - handan ziya onis ilkokulu
P. 13

ÇINAR’IN HAYALLERİ




                      Türkiye’nin  batısında  küçük  bir  kasabaya  bağlı  küçücük  bir  köy  de
               yaşardı Çınar.. Köyü küçük, ailesiyle yaşadığı evi küçük hatta on yaşında
               olmasına rağmen yaşıtlarına göre küçüktü cüssesi ama yüreği ve hayalleri
               büyüktü.  Okuyacak,  çok  ama  çok  çalışıp  diğer  ağabeyleri  gibi  büyük
               şehirlerdeki okullara gidecekti.


                         En büyük arzusu öğretmen olmaktı. Tıpkı Beyhan öğretmeni gibi o
               da işini severek yapacak, okuma bilmeyen birçok çocuğa yardım edecekti.
               Okuluna  koşa  koşa  gider,  öğretmeni  ve  arkadaşlarını  görmek  için
               sabırsızlanırdı. Acaba bugün yeni neler öğretecek diye heyecanla öğretmenin
               sınıfa  gelmesini  beklerdi.  Öğretmeni  de  çok  severdi  onu.  Ara  sıra  başını
               okşar,” bir gün senin de bu sıralarda oturan bilgiye aç, heyecanlı, zeki birçok
               öğrencilerin olacak Çınar.” derdi. Derste öğretmenini can kulağıyla dinler,
               verdiği ödevleri hiç sıkılmadan, yılmadan yapardı.


                         Çınar’ın  beş  kardeşi  vardı.  En  büyükleri  oydu.  Annesini  ilk  göz
               ağrısıydı. Kardeşleriyle çok iyi anlaşır, onları çok severdi. Anne ve babası da
               onları  çok  sever,  okumaları  için  ellerinden  geleni  yaparlardı.  Çınar’ın
               bakmakla  sorumlu  olduğu  on  tane  oğlağı  vardı.  Babasıyla  birlikte  onları
               çayıra otlatmaya götürür, babasının başka işleri olduğu zaman oğlaklara tek
               başına  bakardı.  Oğlaklar  otlarken  o  da  bir  ağacın  gölgesinde  oturur  kitap
               okurdu.  Kitap  okumayı  çok  severdi  Çınar.  Bazen  okuduğu  kitaba  öyle
               kaptırırdı  ki  kendini  ,kitaptaki  kahramanlardan  biri  olurdu.(He  Man,
               Keloğlan, Peter Pan..)


                          Ertesi  gün  Çınar  okula  geldiğinde  ders  zili  çalmadan  önce  her
               zamanki  gibi  arkadaşlarıyla  bahçede  yakalamaca  ,körebe,……oyunları
               oynadı. Bu oyunlar ders zili çalıncaya kadar devam etti. Zilin çalmasıyla bir
               bir sınıfa giren çocuklar sınıftaki sıralarına geçip oturdular ve her zamanki
               gibi heyecanla öğretmenlerinin gelmesini beklediler. Öğretmenleri kapıdan
               içeri  girince  herkes  kendine  şöyle  bir  çekidüzen  verip  ayağa  kalkıp
               öğretmeni  selamladılar.  Öğretmen  içeri  elindeki  bir  dosyayla  girdi.  Tüm
               öğrencilerin gözü öğretmenin tuttuğu dosyaya takılmıştı. Öğretmen;


                      _”Çocuklar biliyorum hepiniz elimdeki dosyayı merak ediyorsunuz”

                      Çocuklar hep bir ağızdan;


                      _”Eveettt öğretmenim “diye bağırdılar.





                                                           12
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18