Page 16 - feriköy necdet kotil ilkokulu
P. 16

PADİŞAH VE KİBİRLİ OĞLU



              Bir  varmış  bir  yokmuş,  evvel  zaman  içinde  kalbur  saman  içinde  pamuk
          kalpli bir padişah varmış. Köylülere çok iyi davranırmış.Onları hiç kırmaz ve
          onlara  hep  yardım  edermiş.Köylüler  padişahlarını  çok  sever,padişahlarına
          ikramlarda bulunurlarmış.Padişah hiçbir zaman ikramları geri çevirmezmiş.
          Çok mutlu olup afiyetle yermiş.Aradan birkaç sene geçtikten sonra padişahın
          oğlu olmuş.Padişah buna çok sevinmiş.Bu yüzden köyde eğlence düzenlemiş.

          Köylülere yemekler vermiş,hediyeler dağıtmış.
              Padişah  oğlunun  ismini  cesur  koymuş.  Seneler  geçtikten  sonra  cesur
          büyümüş. Cesur kibirli,kimseyi beğenmeyen,köylüleri hor gören bir insanmış.

          Padişah oğlunun bu durumundan çok rahatsız oluyor,ve üzülüyormuş.Padişah
          oğlunun düzelmesi için ona bir oyun hazırlamış.

              Oğlu cesuru yanına çağırmış ve;
              -Ben çok yoruldum artık senin padişah olman gerek ama padişah olabilmen
          için yapman gereken bir görev var demiş.

              Cesur merakla sormuş;

              -Ne o görev?

              Padişah;

              -Çukur dağın en tepesinde türü son olan bir çiçek var. O çiçeği koruyan 3
          gözlü,7 kolu,6 bacağı olan bir canavar var. Eğer bu canavarı yenip bu çiçeği
          bana getirirsen seni padişah yaparım demiş.

              Cesur bunu duyunca çok sevinmiş. Hemen üstünü giyinmiş, kılıcını takmış
          ve yanına bir asker alarak dağa doğru yürümeye başlamışlar.

              Yolda giderken köylüler yollarını keserek onlara yiyecek uzatmışlar. cesur
          köylülere;

              -Sizin  kokan  yiyeceklerinizi  istemem,  ben  bunlara  kalmadım  yanımdaki
          askere verin o yer demiş.

              Köylülerde  Cesur’un  dediklerine  çok  üzülmüşlerdir  fakat  bir  şey
          dememişlerdir. Asker yiyecekleri almış ve yollarına devam etmişler. Çok uzun
          süre  yürüdükten  sonra  acıktıklarını  fark  etmişler  ve  bir  yere  oturup  yemek
          molası vermişler. Asker köylülerden aldığı yemekleri hazırlarken Cesur’a;

              -Buyurun efendim sizde yiyin demiş.

              Cesur;

              -İyi bari bende yiyim demiş.

              Cesur  yemekleri  yerken  ne  kadar  güzel  yemekler  olduğunu  olduğunu
          fark etmiş. Ben bunca sene neden bu yemekleri yemedim, köylülere neden
          kötü  davrandım  diye  düşünmüş.  Sonra  yoluna  devam  etmişler.  Gitmişler,




                                                           16
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21