Page 64 - sait ciftci ilkokulu
P. 64
SEVİM'İN ZOR GÜNÜ
Yaşadığımız çevrede güzellikler kadar zorluklar ve tehlikeler de vardır.
Çocuklar oynarken, okula giderken, gezerken eğlenmeli, öğrenmeli ama zamanda
dikkatli olmak zorundadır. Tehlikelere karşı önce bilgili sonra farkında olmak gerekir.
Bunun için de yemeğine, uykusuna kısacası yaşam tarzına özen göstermelidir.
Güzel, güneşli bir cumartesi günüydü. Sevim ve babası dışarıya alışverişe
çıkacaklardı. Baba kız hazırlandılar. Arabaya bindiler. Baharın güzel renkleri
arabanın camından izleyerek markete vardılar. Kapıyı açıp içeriye girdiler. Marketten
muz, elma, patates, makarna aldılar. Kasaya yaklaşmışlardı ki Sevim kasanın
yanındaki jelibonlardan istedi. Babası ise Sevim'den çabuk olmasını istedi. Çünkü
Sevim'in uykusu vardı ve meyve saatine az bir zaman kalmıştı. Sevim hemen elini
uzatıp bir paket jelibon aldı. Jelibon ve tüm aldıklarını ödediler. Ardından evlerinin
yolunu tuttular. Eve vardıklarında Sevim ilk olarak babasından jelibonunu istedi.
Babası ''Tamam canım kızım, ama onu yedikten sonra meyveni de yiyeceksin'' dedi.
Sevim de babasına ''Tamam babacığım'' dedi. Ancak Sevim'in gözleri kapanıyordu
ama önce jelibonunu yemek istedi. Babası paketi açtı, tabağa döktü. Mutfaktan
şekerlemesini alan Sevim salona tek başına girdi. Çizgi film izleyip jelibonunu
yiyecekti. Tam o sırada uykusuzluktan dolayı salonun ortasındaki sehpayı göremedi.
Ayağı takıldı ve düştü. Kafasını sehpanın kenarına vurdu. ''Pat'' diye bir ses çıktı.
Meyve hazırlayan babası bu sesi duyunca korktu. Mutfaktan Sevim'e ''kızım iyi
misin?" diye sordu. Ama Sevim'den ses yoktu.
Babası hızla salona koştu. Kızı yere oturmuş ve sessiz şekilde duruyordu.
Tabaktaki jelibonlar da etrafa saçılmıştı. Çok korkan baba kızına doğru eğildi. Gördü
ki Sevim'in kaşı yarılmış ve kan akıyordu. Küçük kız da şoktan çıkıp ağlamaya
başladı. Babası telaşla mutfağa koştu. Aldığı temiz bir havluyu Sevim'in kaşına
bastırdı. Hemen onu kucaklayıp hastaneye gitmek üzere arabalarına bindiler. Hızla
en yakındaki hastaneye vardılar. Doktorlar duruma müdahale etti. Acil serviste önce
kanı temizlediler. Ardından acısız dikiş için kaşına uyuşturucu iğne yaptılar. Sırada
dikiş atılması vardı. Sevim babasının kucağında ellerinden tutarak dikme işleminin
bitmesini bekledi. Sonunda doktorlar tüm müdahaleyi bitirdiler. "Geçmiş olsun"
diyerek Sevim ve babasını evlerine yolcu ettiler.
Sevim bu olay sonunda büyük bir acı babası da büyük bir korku yaşadı. O
günü baba kız hiç unutmadı. Hatta yıllar sonra birlikte o zor günü konuştuklarında
hala aynı acıyı hissediyorlar. Sevim bu hâla aynaya baktığında yaralanan kaşındaki
kazanın izini taşıyor. Çünkü kaşının hemen altında atılan dikişin ince beyaz izi hala
duruyor. Ve bu yaşanmışlık çocuklara anlamlı bir ders veriyor.
Her çocuk için asla unutmamak gereken bir güvenlik kuralıdır. Eğer
yorgunsanız, uykunuz gelmişse mutlaka dinlenin. Ondan sonra derslerinize dönüp,
oyunlar oynayıp güzel jelibonlar tadın. Sevim'in başına gelenleri de unutmayın.
Zeynep Vuslat AÇIKEL
4/C
64