Page 51 - sait ciftci ilkokulu
P. 51
İpek’çim” diyip yüzümü okşadı. Bu arada tüm kuzenler büyük dayının önünde sıraya
girmiş bayramlaşıyorlardı. Beni de sıranın arasına hızlıca soktular. El öpen bayram
harçlığını alıyor koşa koşa başka odaya geçiyordu. Sıra bana geldiğinde büyük dayı
benim burada olmamdan çok memnun olduğunu iyi ki geldiğimi söyledi sonra bana
da harçlık verdi. Ben büyük dayıyı, Sefa ağabeyi, Hayriye yengemi çok sevmiştim.
Sanki ben de daha önce o evde yaşıyormuşum gibi davranıyorlardı. Akşam
yemeğinde yengem yöresel yemekler yapmıştı ben daha önce yememiştim. Mumbar
dolması, kadayıf dolması, su böreği, aş otu çorbası daha adını hatırlamadığım bir
sürü yemek. Sohbet edip, bayram şenliğinde yemeğimizi yedik. Bayramın üçüncü
günü annem hem bayramlaşmak hem de akrabalarını ziyaret etmek için erkenden
beni kaldırdı. Önce bir eve gittik çok yaşlı bir teyze vardı. Teyze hastaymış çok yaşlı
olduğu için bazı şeyleri hatırlayamıyormuş. Ama annemi görünce annemin annesi
zannedip bütün ziyaret saati boyunca annemin elini tutmuş devamlı yüzünü
okşamıştı. Annem üzülmesin diye put gibi kımıldamadan yanında oturmak zorunda
kalmıştı. Burada insanlar çok misafirperver ve güler yüzlüydü. Çok zengin değillerdi
ama gönülleri zengindi annem öyle söylemişti.
Bayramın dördüncü günü artık bizim için İstanbul’a dönüş günümüzdü.
Buradan ayrılacağım için çok üzülmüştüm. Hatta o kadar çok ağlamıştım ki beni bir
daha getireceklerine söz verdiler. Burada çok güzel dostluklar, tanımadığım ailemden
kişilerle tanışmıştım. Farklı bir kültürü görmüştüm. Dünyada en güzel şeyin
paylaşmak, kaynaşmak, insanları sevmek ve yardımseverlik olduğunu görmüştüm.
Annemin söylediği gibi “Mutluluk elinde olanla yetinmek, fazlası ile başka insanları
mutlu etmekmiş.”
İpek Beyza ÇAYLAN
4/C
51