Page 50 - sait ciftci ilkokulu
P. 50
ZİYARET
Temmuz ayının güneşli bir sabahına uyanmıştım. Annem kahvaltıda bir
sürprizinin olduğunu söyledi.
Ben de merakla “Annecim hadi söyle sürprizin ne?”
“İpek’çim iki gün sonra seninle birlikte Erzurum’a gidiyoruz. Tanışman gereken
akrabalarımız, kuzenlerin var” dedi.
Çok heyecanlanmıştım. İki gün boyunca gideceğimiz günün gelmesini bekledim. Kim
bilir kimlerle tanışacaktım.
İki gün sonra sabah 06.00’de kalktık. Annem Atatürk Havalimanından 09.15
uçağına bineceğimizi söylemişti. 07.30’da evden çıktık. İstanbul’da yine çok güzel
güneşli bir hava vardı. Gökyüzü pırıl pırıl parlıyordu. Babam bizi havalimanına bıraktı.
Bana sıkı sıkı annemin yanından ayrılmamamı ve beni çok özleyeceğini söyledi. Ben
de onu ve ağabeyimi çok özleyecektim. Annemin elinden tutup Havalimanına giriş
yaptık. Daha önce de uçağa binmiştim ama bu kadar büyük olduğunu
hatırlamıyordum. Kalabalıktan annemin elini sıkı sıkı tutuyordum. Güvenlik
kontrollerinden geçip nihayet uçağa binmiştim. Heyecanla yerime oturdum.
Havalandıktan 1 saat 55 dakika sonra Erzurum Havalimanına indik. Bizi daha sonra
öğrendiğime göre annemin kuzenleri karşıladı. Burası İstanbul gibi kalabalık bir şehir
değildi. Şaşkın şaşkın etrafa, insanlara bakıyordum. Bizi kalacağımız eve getirdiler.
Evde annemin tüm kuzenleri, yengesi, dayısı, torunları karşıladı. Sofra çoktan
kurulmuştu bile. Oturup birlikte yemek yedikten sonra annem “İpek’çim yarın Kurban
Bayramı. Bu yıl bayramı senin için güzel bir anı olur düşüncesiyle burada geçirmeni
istedim” dedi. Ben de ne farkı var diye düşündüm içimden. Annem “Hadi bakalım
bugün Bayram Arifesi, aile mezarlığına gidelim büyüklerimizi ziyaret edelim” dedi.
Mezarlığa gittik. Orada annemin vefat eden akrabaları varmış dua ettik oradan da
tekrar eve geldik. Evde benden büyük ve küçük çocuklar vardı değişik bir ağız ile
konuşuyorlardı ama çok sevecenlerdi beni hemen içlerine aldılar. Sık sık kapı çalıyor
kapıya gelen çocuklar ellerinde poşetlerle bayramlaşıp topladıkları şekerleri
poşetlerine koyuyorlardı. Bayram yarındı bu şeker toplama, bayramlaşma da neyin
nesiydi? Anneme sorduğumda buranın kültüründe bayram arifesinde çocukların kapı
kapı dolaştığını ve bayramlaştığını söyledi. İstanbul’da böyle bir şey yoktu. Oyunla,
sohbetle akşam nasıl olmuştu anlamamıştım. Yatma saati gelmişti bile. Sabah
bayramdı erken kalkacaktık. Sabah evin büyükleri bayram namazına gittiler. Biz de
evin içinde koşturuyorduk. Annemler kahvaltı hazırlamıştı. Namaz sonrası sokaklar
kalabalıklaşmıştı. Herkes birbiriyle bayramlaşıyordu. Büyükler eve gelince
kahvaltımızı yaptık. Bayramın birinci günü herkes kurban kesimi ile uğraştığı için biz
annemle Erzurum’u gezelim dedik. Çifte Minareye, Erzurum Evlerine, Taş Han’a
gittik. Bir yerde oturup çay içtik ama etrafımda bazı amcaların, teyzelerin şekeri
ısırarak çay içtiklerini gördüm. Buna kıtlama diyorlarmış. Benim aklımda çıtlama
kalmış akşam eve gittiğimizde gördüklerimi annemin kuzenlerine anlattım çıtlama
çay içtim dedim herkes çok gülmüştü. Önce utandım. Benimle dalga geçtiklerini
sanmıştım ama sonra benim ne kadar dikkatli olduğumu söyleyip tebrik ettiler.
Bayramın ikinci günü olduğunda sabahın erken saatlerinden itibaren devamlı eve
birileri bayramlaşmak için geliyordu. Büyük dayı “Biraz da seni görmek için geliyorlar
50