Page 133 - nilufer hatun ilkokulu

sularını yerlere dökmeye, etrafta bulunan değerli vazoları kırmaya
başlamışlar. Şatonun sahibine aldırmadan yarışa devam etmişler.

Şatonun sahibi bunlara dayanamamış. Ton balıklarını dolabın üst
rafına saklamış ve gizlemiş. Bizim iki kurnaz kedi durur mu? Tabi ki de
sakladığı yeri görmüşler.

Bu yarış devam ederken Mırnav ve Minnoş dolaptan aldıkları
ton balıklarını saymışlar. Her iki kurnaz kedimizin de 4‘er ton balığı
varmış. Son kalan ton balığı da sahiplerinin sakladığı ton balığıymış.

Bir gün dolabın üst rafında bulunan ton balığını almak için bu
iki kurnaz kedimiz aynı anda dolapta bulunan son ton balığı için
şatonun içinde koşmaya başlamış, dolabın yanında bulunan çok
değerli vazoyu Mırnav Minnoşu geçmek için kırmış, Mırnav da dolabın
yanında bulunan çok değerli olan perdeye tırmanırken perdeyi
patileri ile yırtarak dolabın üzerine çıkmış. Ha bu arada dolaba
ulaşmak için birçok tabak, bardak, bir çok cam eşya da kırılmış,,,,

Şatonun sahibi bu sesleri duymuş, sanki mutfakta kıyamet
kopuyormuş.

Şatonun sahibini karşılarında gören Mırnav ve Minnoş bütün
suçu birbirlerinin üzerine atmaya, telaşla miyavlamaya başlamışlar.
Belki hiç bu yarışa başlamadan paylaşmayı bilseler bunlar başına
gelmeyecekmiş. Bu iki kedinin amansız mücadelesi şatonun sahibini
çok kızdırmış ve çok sevdiği dünyalar güzeli kedilerinden sonsuza dek
kurtulmak istemiş. Enselerinden tutarak ikisini de Şatonun kapısının
önüne koymuş.

İki cambaz kedimiz bir ipte oynadığı için şatodan atılmışlar.

133