Page 129 - nilufer hatun ilkokulu
P. 129
İnci ve Ege Ayvalık’ta yaşıyordu, Deniz ise 15 yaşına kadar her yaz
anne ve babasıyla hem tatil için, hem de orada yaşayan anneannesi
ve dedesini ziyaret etmek için Ayvalık’a giderdi; fakat neredeyse
15 yıldır, yani anneannesini kaybettikleri günden beri hiç Ayvalık’a
gitmemişti. O günden sonra dedesi de onlarla birlikte yaşamaya
başlamıştı
Deniz’in sabırsızlıkla beklediği tatil başlamıştı. Yola çıkmadan,
kendine kocaman bir karton bardakla, bir kahve aldı ve yol boyunca,
tüm çocukluk anıları gözünde canlandı. Mahallenin sevimli bakkalı
Tonton amcadan aldıkları gazozun tadı, Aysel teyzenin fırınından
aldıkları mis gibi simitleri yiyerek yaptıkları sahil yürüyüşleri ve
dondurmacı Cemal amcanın şen kahkahaları, Ege ve İnci ile yaptıkları
uzun uzun sohbetler, hele bir de akşam yemeğinden sonra aileleriyle
birlikte gittikleri Aysel teyze ve Fazıl amcanın çay bahçelerindeki o
güzel akşamlar… tüm bu anılarını düşündükçe, yüzünde sıcacık bir
gülümseme belirdi. Deniz bu yolculuğa çıktığı için kendini çok iyi
hissetti.
Yolda bu hayalleri kurarken, Ege’yi araması gerektiğini hatırladı.
Ege’ye ‘’bir saat sonra Aysel teyzenin çay bahçesinde buluşalım,
ben oradan dedemin arkadaşı Akif amcanın o şirin pansiyonuna
geçeceğim’’ dedi. Deniz, Ege’nin sesinde bir gariplik hissetti; fakat
yorgun sanırım dedi.
Deniz otobüsten indiğinde Ege’yi karşısında gördü, büyük bir
samimiyetle sarıldılar birbirlerine; yavaş yavaş yürümeye başladılar;
fakat garip bir durum vardı. Çay bahçesinin olması gereken yerde,
tıpkı İstanbul’da da olduğu gibi, isimleri Türkçe olmayan, karton
bardaklarla kahvelerin satıldığı dükkanlar yer almıştı. Deniz
durumu anlamıştı, direkt kendini Akif amcanın pansiyonuna atmak
istedi; fakat Ege O’nu bir otele götürürken, yolda Akif amcanın
pansiyonunun artık çok talep görmediğini, insanların büyük otelleri
129
129