Page 100 - nilufer hatun ilkokulu
P. 100
gelip, annesinin ona söylediklerini hatırladı. Daha sonra sınıfını bularak
kimse yokken sırasına oturdu. Aklına çocukların ona güldüğü gelince tekrar
üzülmeye başladı. Birden kapı açıldı ve öğretmeni içeri girdi. Hande hemen
kendine çeki düzen verip öğretmenine:
- Günaydın dedi.
Öğretmeni de ona karşılık vererek:
- Günaydın Hande, daha zil çalmadı. Sen de diğer arkadaşların gibi
neden dışarıda oynamıyorsun? dedi.
Hande’nin boynu büküldü, gözleri doldu ve gözlerinden yağmur
gibi yaşlar dökülmeye başladı. Hıçkırıklara boğulmuştu. Öğretmeni
şaşkınlıkla:
- Ne oldu niye ağlıyorsun, diye üzülerek sordu.
Hande anlatmaya başladı:
- Doğuştan gelen bir engelim var. Sol ayağımı kıvıramadığım
için aksayarak yürüyorum. Bu yüzden diğer çocuklar gibi spor
aktivitelerini yapamıyorum. Onlarla çok oynamak istiyorum ama
onlar beni oyunlarına almak istemiyorlar. Beni sevmiyorlar, benimle
konuşmak hatta selam bile vermek istemiyorlar. Daha önceki
okulunda da aynı sorunu yaşamıştı. Eski okulundaki öğretmeni
Hande’nin arkadaşlarını sık sık uyarıp, Hande’nin de oyunlara
katılmasını sağlamıştı. Ancak arkadaşlarının istemeyerek Hande’yi
oyuna almaları, bunu ona belli etmeleri Hande’nin canını daha fazla
acıtmış ve bu durumun bir daha asla yaşanmasını istememişti.
Öğretmeni:
- Sen merak etme her şey çok güzel olacak. Zaman ver
arkadaşların seni iyice tanısın deyip Hande’nin saçını okşadı.
100