Page 107 - mecidiye sehit fahrettin ilkokulu
P. 107
Piknik yerine geldiler. Tesadüfen Ece’nin arkadaşları da oradaydı. Ece ufak
bir şeyler atıştırdı. Sonra Ece ile arkadaşları doğayı tanıma amaçlı ikişer ikişer
ayrıldılar. Ece’nin yanında Ayça vardı. Ece bir anda bir kuşu seyre daldı. O sırada
arkadaşının da dikkati dağılmıştı. Ayça yürüyerek oradan ayrıldı. Biraz sonra o kuş
oradan uçup gitti. Ece onun peşinden koştu. Sonra kuşu kaybetti. Ayça bağırarak
Ece’yi arıyordu. Ama Ece hiç duymuyordu. Ece çok korkmuştu. Ece, oradan oraya
koşturup bağırıp çağırıyordu. Ama Ece’yi kimse duymuyordu. Ayça ormandan çıkıp
Ece’nin ailesine haber verdi. Ece’nin kaybolduğu ormanda yırtıcı hayvanlar yoktu.
Ece’yi birde ailesi aradı. Ece ailesinin onu çağırdığını duydu.
Ece:
Buradayım anne, Mete, baba. Burdayım, sizi duyuyorum.
Adem Bey:
Kızım bağırmaya devam et.
Ece:
Buradayım, buradayım baba.
Adem Bey Ece’yi buldu. Hemen arabaya binip evlerine gittiler. Ece çok korkmuştu,
Yüzü hala bembeyazdı. Ece, eve gelince odasına kapandı. Emine Hanım gece kalkıp
Ece’ye baktı. Sonra tekrar yatağına yatıp uyudu.
Ece bugün biraz kendini toparladı. Bugün günlerden Pazardı. Ece annesine
kahvaltı konusunda yardım etti. Hep birlikte yemeklerini yediler. Ece odasına gidip
kitap okudu. Sonra aşağıya oynamaya gitti. Sonra eve geldi. Oyuncaklarıyla oynadı.
Sonra Mete’nin ayağı takıldı ve düştü.
Mete çığlıklar atarak ağlıyordu. Adem Bey onu doktora götürdü. Doktor,
Mete’nin ayağının burkulduğunu söylemiş. Doktor, Mete’ye krem vermiş. O kremi her
gün sürecekmiş. İki gün geçmiş böylece. Yemekler yendikten sonra Ece aşağıya indi.
Sonra Emine Hanım eve çağırdı. Ece salona geçip ışığı yaktığında herkes “İYİ Kİ
DOĞDUN ECE!!!” diye bağırdı.
99