Page 23 - ozel pangalti ermeni ilkokulu
P. 23

S a y f a  | 22



                      Bilmem  kaçıncı  soruşuydu.  Çok  telaş  yapıyordu.  Haksız  da

               sayılmazdı. Hazır olun, şimdi “Bu kadarı da olmaz!” diyeceğiniz bir aksilik,
               annemi  buldu.  Annemin,  o  şahane  lila  elbisesi  için  özel  yaptırdığı  mor
               çantası  kayboldu.  Aramadığımız  yer  kalmadı.  Hayır  hayır  bu  bir  şaka

               olmalıydı. Çantayı aramaya devam ettiğimiz sırada üst komşumuz Esra
               teyzenin çığlıkları apartmanı inletti. “Toramaaaaan, sen ne yaptın? Ben
               şimdi ne diyeceğim, bunun hesabını nasıl vereceğim Handan’a?” Annemle

               birbirimize bakakaldık. Duyduklarımıza bir anlam veremedik. Annem hızla
               kapıya koştu. Kapıyı açtığında, Esra teyzenin kedisi Toraman, uçarcasına
               merdivenlerden  iniyordu.  Ağzında  parçalanmış,  annemin  mor  çantası.
               Annemin  o  anki  ifadesini  görmeliydiniz!  Bağırmak  istiyor  bağıramıyor,

               ağlayacak  gibi  ama  ağlayamıyor,  ağzı  açık  fakat  sesi  çıkmıyor.  Bense
               kahkaha  atmamak  için  kendimi  zor  tutuyorum.  O  sırada  Esra  teyze
               göründü  merdivenlerde,  zavallı  kadın  binlerce  özür  dileyip  mahcup,

               kafasını öne eğip kedinin arkasından indi. Annem şokta. Bana dönüp “Ben
               ne yapacağım şimdi?” bakışı fırlattıktan sonra kapıyı kapattı. Evin içinde
               odadan  odaya  delice  volta  atmaya  başladı.  Ben  de  arkasında.  Ne

               yaptığımızı bilmez bir halde. Sonra bir anda durdu.

               -Hazırlan Mina, çıkıyoruz.

               -Nereye?


               -Soru sorma, hazırlan.

                      Hemen hazırlanıp evden çıktık. Kendimi bir tuhafiyeci dükkanında
               buldum. Annem, mor bir kurdele satın aldı. Koşar adımlarla eve döndük.

               Kurdeleyle  ne  yapacağını  çok  merak  ettim,  sormaya  da  cesaret
               edemedim. Cevap verecek gibi de görünmüyordu zaten.

                      Kurdeleden çok güzel bir fiyonk yapıp krem rengi çantasının üzerine
               dikerken  bir  yandan  ağlıyor,  bir  yandan  da  gülüyordu.  Hay  Allah!

               Anneciğim delirdi sanırım. Fakat inanmayacaksınız, çanta şahane oldu.

                      Başka  bir  aksilik  daha  yaşanmadan  düğün  oldu  bitti.  Gecenin
               sonunda  eve  döndüğümüzde,  annem  içeri  adımını  atar  atmaz  “Ben

               telefonumu  kapatıyorum!”  deyip,  bir  çığlık  attı.  Haklıydı.  Ablasından
               gelecek yeni bir felaket haberine ikimizin de gücü kalmamıştı.




                                                                        Mina BABAHAN / 3. Sınıf
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28