Page 119 - nilufer hatun ilkokulu
P. 119
çalmışlar ve yavru kedi direk ailenin üstüne atladı ve resmen sarılıyorudu
yavru kedi. Sahibini bulmuştuk dedim ki “Yavru kedinin sahibi siz misiniz?”.
Ailenin babası dedi ki “Evet biziz ama bakamadığımız için sokağa bıraktık”
dedi. Üzülmüştüm çünkü yavru kedi sahibini çok seviyordu, onlarsız
yaşayamazdı ve yavru kedi sokakta kalamazdı üşürdü. Onun için anneme
“Anne yavru kediyi bizim eve götürelim mi?” dedim. Annem “Olmaz” dedi.
“Neden” dediğimde , “Onun sahibi var, sahibinden ayrılırsa üzülür bize
alışamaz.” dedi. Bende hiç birşey diyemedim. Çünkü annemi anladım,
aynısını annemle bende düşünmesi bile beni tir tir titretiyordu. Yani
annemden ayrılmak sokakta yaşamak yani düşünmek istemiyordum.
Yavru kediye üzüldüm inşallah sahibi kabul eder dedim içimden sahibine
yalvardım ama kabul etmedi. Sahiplenmek istiyordum ama annemin
dediği aklıma geliyordu. Dışarı çıkıp yavru kediye mama verdim.
Yavru kedi 1 yaşına girmişti ama hala sahibi evine almıyordu her
gün kapısına gidip. “Gerçekten kabul etmiyor musun?” diyordum. Bir
gün aklıma bir şey geldi, acaba kedinin ismi neydi? Sahibinin kapısına
gidip sordum “Kedinin ismi ne idi?” sustu, ilk önce adını unuttu
sandım ama unutmamış. “Havuç” dedi. Ağlıyordu! Galiba kedisini
özlemişti. “Tup turuncu bir kedi idi Hala evine istemiyor musun?”
dedim. Ağlamsı arttı, üzüldüm kendimi suçladım o tup turuncu
kelimesini dememeliydim. Bana dediki “Kedimi getir alıcam eve”
dedi. Çook mutlu oldum. Hemen gidip kediyi getirdim ve “Havuçç”
diyerek sarıldı. Çok duygulandım ve en sonunda kendimi tutamayıp
ağladım , adam dediki “Neden ağlıyorsun” Bende dedim ki, “Bunlar
mutluluk göz yaşları” dedim ve hikayenin sonuna geldik.
119