Page 78 - gulsen mustafa muzuri ilkokulu
P. 78
ALİ’NİN ÖYKÜSÜ
Sıcak bir yaz günüydü. GüneĢ her yeri kavuruyordu. Ali su satıcısıydı,
tüm gün plajda dolaĢır buzlu su satardı. AkĢam olunca parayı annesine
verir, annesi de eve yiyecek alırdı. Ali yorgundu. GüneĢ bütün enerjisini
çalıyordu. O da bütün çocuklar gibi denize girmeyi ne çok istiyordu.
Çocuklar öyle mutlu öyle eğleniyorlardı ki denizin içinde… Gözleri
dalmıĢtı, birden arkadaĢı Mehmet‟in sesiyle irkildi:
-Naber Ali?
-Ġyiyim ne olsun iĢte diye cevapladı Ali.
Canı sıkkındı Ali‟nin, hiç konuĢmak istemiyordu. Üstelik karnı da
acıkmıĢtı. Mehmet‟in pilav arabası vardı. Oda plajda nohutlu pilav satar
ama Ali‟den daha çok kazanırdı. Hem onun parası daha çok olduğu için
bazen döner ekmek alır, bazen de dürüm yaptırırdı. O kadar iĢtahlı yerdi
ki Ali‟nin içi giderdi… Bazen Mehmet sorardı „‟ Yer misin Ali „‟diye. Utanır
isteyemezdi Ali.
Günler hızla geçiyordu. Ağustos sonuydu. Yakında okullar açılacak
bütün öğrencilerin yeni kalemi, çantası olacaktı. Ama Ali hariç… Ġçi
sızlamıĢtı, Yapacak bir Ģey yoktu. Yoksullardı çünkü. YavaĢ yavaĢ
yazlıkçılar Mürefteyi terkediyorlardı. Ġyice hüzün çökmüĢtü Ali‟ye.
Dünyanın parasını kazansa ne olacaktı ki. Biriktirdikleri üç kuruĢ para ile
odun ve kömür ancak alabileceklerdi. BıkmıĢtı artık yokluk ve
çaresizlikten. Halbuki Mehmet çok Ģanslıydı. O biriktirdiği para ile
kendine bisiklet alacaktı. Ali‟nin içi iyice burkuldu. Ayağa kalktı. Biraz
yürüdü. Yönünü iskeleye doğru çevirdi. Atatürk meydanının orada durdu.
76